8 Aralık 2010 Çarşamba

Sivilcelere Karşı Ahmet Maranki Hocamızın Önerdiği Bitkisel Çözüm

Ergenlik Sivilcelerine Karşı Ahmet Maranki Hocamızın Önerdiği Bitkisel Çözüm Ergenlik Sivilcelerinin çıkmaması için alabileceğimiz önlem, ve uygulamaları. Doktor Ahmet maranki hocamızdan okuyalım. Yanlış bir cilt bakımı veya uygulaması, insanıı derinden etkileyen, bir psikolojik sorun yaratır. Tehlikesiz ve yaratıcı, sağlam bir teknik çözümü için yine, Ahmet Maranki hocamız güzel bir bitkisel kür sunuyor.
Prof. Dr. Ahmet Maranki ergenlik sivilceleri için pratik çözüm önerileri
Bir su bardağı suya, 10 gram taze ya da kuru ceviz yaprağı atarak 10 dakika kadar, kaynatılır. Elde edilen su ile sivilcelerin üstüne kompres yapılır.
Taze sinirotu yaprakları ezilerek, lapa haline getirilip sivilcelerin üstüne konur.

12 Temmuz 2009 Pazar

zayıflamak için egrersiz çeşitleri

Spor yaparak daha çabuk kilo vermek gibi bir amacınız mı var? Pek çok kişi spora başlarken formunu korumak ya da daha iyi bir forma sahip olmak ister. Ancak çoğumuz amacımıza uygun egzersiz türünü yapmak yerine bilinçsiz bir şekilde egzersiz programlarını izlemekteyiz.

Yağ yakmak

Fazla kiloların çok büyük bir kısmı vücutta depolanmış fazla yağlardır. Doğru bir kilo verme programının hedefi birikmiş yağları yakmak olmalıdır. Vücut kilo seviyesini değiştirirken su atacağı için başlangıçta verilen kilolar, yeme düzeninde yapılmış ani değişiklikler nedeniyle gerçekleşen su kaybından ve vücuttaki sindirilen besin miktarının azalmasından kaynaklanabilir. Bu tür kilo kayıpları gerçek kayıplar olarak görülmemeli, ne kadar yağ atıldığı temel ölçü olmalıdır.

Kardiyovasküler egzersizin yağ yakmaya etkisi

Yağ atmak için yapılacak egzersiz kardiyovasküler egzersizdir. Bu tür egzersiz yavaş ve tempolu olarak yapılan ve kalp atış hızının hedef atış hızı seviyesinde olduğu 25 - 35 dakika boyunca yapılan egzersizlerdir. Yavaş ve sürekli olarak yapılan tempolu koşu, kürek, bisiklet, step, salon aerobiği, jogging, yürüyüş ya da yüzme bu tür egzersizlerdir. Kardiyovasküler egzersiz sırasında vücut oksijen düzeyi yüksek solunum yapar. Yağ yakıcı enzimler harekete geçer. Egzersizin ilk 12 dakikasında ağırlıklı olarak karbonhidrat harcanır. Daha sonraki dakikalarda enerji kaynağı olarak yağ kullanılır. Bu nedenle kardiyovasküler egzersiz minimum 12-15 dakika olmak üzere 25-35 dakika yapılmalıdır.

Hangi sıklıkta kardiyovasküler egzersiz?

Minimum haftada 3 - 4 kere, maksimum haftada 5 - 6 kere yapılması gerekir. Daha az sıklıkta yapmak kilo verme hızının düşmesine neden olabilir. Daha çok sayıda yapmak ise kas gelişimini engelleyip vücudu çok fazla yorabilir.

Nasıl yapmalı?

En az 12-15 dakika, ortalama 25 - 35 dakika.
Hedef kalp atış hızında yapılmalı.
Nabızmatik için tıklayın!
Nefes nefese kalmayacak bir tempo seçilmeli. Konuşmanız gerektiğinde tıkanmadan konuşabilmelisiniz.
Kalp atış hızınız tüm seans boyunca aynı olmalıdır. Tempoyu sürekli arttırıp, olabilecek en üst düzeye çıkarttıktan sonra indiren "çan" şeklindeki çalışma doğru değildir. Önemli olan tüm egzersiz boyunca aynı tempoyu korumaktır.
Kardiyovasküler egzersize başlarken ve bitirirken, ısınma ve soğumaya dikkat edin. Eğer ısınmadan başlarsanız kalbinizi zorlarsınız. Soğumadan yapılan ani bir bitiş vücutta hızla kan pompalanmasına neden olur. Mutlaka tempoyu düşürüp yavaşlayarak bitirin, ve sonra esneme hareketleri yapın.
Kardiyovasküler egzersizin diğer yararları
Kalp ve dolaşım sistemi sağlığını olumlu yönde etkiler.
Genelde alt vücut kaslarını çalıştırır.
Genel kondüsyonu arttırır.
Uyku düzenini iyileştirir.
Tansiyonu düzenler
Depresyon ve psikolojik rahatsızlıklara iyi gelir.
Nasıl bir diyet sürdürmelisiniz?

Yağ yakmaya yönelik bir egzersiz yaparken yağı azaltılmış ve metabolizma hızınıza göre düzenlenmiş bir diyet sürdürmelisiniz. Kaç kalorilik bir diyet sürdürmeniz gerektiğini buradan hesaplayabilirsiniz. Diyetmatik için tıklayın!

Diyetinizde şu noktalara dikkat edin:

Gıdalarınızdan yağı ayırmaya çalışın. Çünkü yediklerinizin büyük bir bölümü yağ içermektedir. % 0 yağ hedefleyen bir diyet zaten % 15 - 20 düzeyinde yağa sahip olacaktır, çünkü yağı az olarak bildiğimiz yiyecekler bile yağ içermektedir. Bununla beraber vücut zaten bir miktar yağa ihtiyaç da duymaktadır.
Diyet besinleri tercih edin. Süt yerine yağsız süt, yoğurt yerine yağsız yoğurt, ekmek yerine, yağı alınmış kepekli ekmek tercih edin.
Gün boyunca küçük miktarlarda ve sıkça alınan öğünler metabolizmayı hızlandırır.
Kendinizi açlığa mahkum etmeyin. Bilinçsiz diyet programları metabolizmayı yavaşlatarak kilo aldırır.
Hızlı zayıflatıcı ve benzeri ürünleri kullanmamanızı öneririz. Bu tür ürünler başlangıçta iyi bir etkide bulunabilseler bile, önemli olan tüm yaşamınız boyunca yemek alışkanlıklarınıza dikkat etmektir.
Yiyecekleri satın alırken içerdikleri yağ yüzdesine bakın. Unutmayın 1 gram yağ 9 kalori verirken, 1 gram karbonhidrat ya da protein 4 kalori vermektedir. Bu nedenle yağ yüzdesini gram değil kalori üzerinden hesaplayın. % 25'i yağ olan bir yiyecekteki, kalorik yağ yüzdesi % 60'lara varabilir.

kas geliştirmek için egrersiz

Hacim çalışması


Kas çalışmasında sonuç elde edebilmek, çalışma temponuz, programınız, genetik yapının elverdiği gelişim olanakları, dinlenme süresi ve beslenme gibi pek çok faktöre bağlıdır. Genetik faktörlerden başlayarak sıra ile inceleyelim.

Kırmızı ve beyaz kaslar

Fitness dünyasındaki bilimsel çalışmalar temel bir gerçeğe işaret ediyor: kas hipertrofisi ağırlıklı olarak hızlı dönümlü beyaz kaslarda gerçekleşir. Hızlı dönümlü beyaz kas lifleri yoğun güç çalışmalarında uyarılırlar. Yavaş dönümlü kırmızı kas lifleri ise düşük tempolu aerobik çalışmalarda daha çok uyarılır.. Uzun mesafe koşucuları kırmızı lifli kas grubunu çok geliştiren sporculara örnek teşkil eder. Bu tür atletlere bakacak olursak kırmızı kasları çok çalıştırmanın kaslı görünümün temel koşulunu oluşturmadığını rahatlıkla anlayabiliriz. Ağırlık kaldırma aletlerinde yüksek tekrarlı çalışmalar yapmak daha çok kırmızı lifleri çalıştırmakta. Bu nedenle beyaz kas liflerinizi harekete geçirebileceğiniz şekilde, yani düşük tekrar sayıları ve maksimum güç ile kaldırış yapmanın hacmi arttırıcı yönde etkisi olacaktır. Kasları yüksek tekrarlı olarak çalışmaktan ne kadar uzaklaşırsanız onlarao kadar çok hacim kazandırma şansınız olur. Kişinin genetic yapısına bağlı olarak beyaz kas liflerinin sayısı kişinin ulaşabileceği maksimum kas büyüklüğünün sınırlarını da belirleyebilir. Ancak buna bakarak, umutsuzluğa kapılmak ve kas çalışmaktan vazgeçmek doğru değildir. Her insan kaslarını gözle görünür derecede geliştirerek şekillendirebilir.

Kasları dinlendirmek

Kas hacmini arttırırken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de şudur: kasların gelişmek için dinlenmeye ihtiyacı vardır. Çalışma yalnızca bir başlangıçtır. Kas dokularının onarılması ve gelişmesi için bir haftalık bir sure geçmesi gerekir. Bu nedenle bir kas grubunu beş günde birden daha fazla bir sıklıkla çalışmak, hacim kazanmak açısından, doğru değildir. Her kas grubunu haftada bir çalışmak en iyi yöntemdir.

Set ve tekrar sayıları

4 - 8 tekrar düşük tekrar sayısıdır. Ancak çalıştığınız kas grubundaki beyaz kas grubunu 8 tekrarla uyaramayabilirsiniz de. Bacakların normalde 20 tekrarlı setlere ihtiyacı olabilecekken, omuzlar 12 tekrarlık bir set gerektiriyor olabilir. Her bir set arasında 2 - 4 dakika ara vermelisiniz. Amaç setin her bir tekrarına maksimum patlayıcı gücü verebilmek olmalıdır. Bir sette nefes nefese kalmışsanız bir sonrakine hemen geçmeyin. Dinlenin ve kasınızdaki yanmanın geçmesini ve nefes alışınızın normale dönmesini bekleyin. Yüksek tekrar sayıları kaslara hacim kazandırmaz. Hatta onları sertleştirmez bile. Düşük tekrar sayılarında maksimum güç sarfedebileceğiniz ağırlıkları kaldırmayı denemelisiniz. Son setinizde çok düşük tekrar sayısı ile (2 - 4) kaldırabileceğiniz en yüksek ağırlığı kaldırmalısınız. Bu arada hareketleri eklem sisteminizi zorlamayacak şekilde, düzgün ve hareket disiplinine uygun bir şekilde yapmalısınız. Unutmayın ki gelişmiş kaslara sahip olmak eklem ve iskelet sisteminde kalıcı hasarlar meydana gelmesinden daha önemli olamaz.

Isınma

Her çalışmanın başlangıcında ısınmak için bir kaç yüksek tekrar-düşük kilolu set yapın. Çok düşük kilolarla yapacağınız bu tekrarlar meydana gelebilecek kazaları ve sakatlıkları engelleyebilir. Göğüsle kaldırabileceğim maksimumu kaldırdığınız an çalışmanın yirminci dakikasında gerçekleşebilir. Salona girince hemen yüksek ağırlıklara koşmayın. Ağır kaldırmadan once mutlaka güzelce ısının.

Beslenme

Kaslarınıza hacim kazandırmak için kas olarak kilo almanız gerekmektedir. Size yazılan diyette iki şeye dikkat etmelisiniz. Birinci olarak kasların yakıtı karbonhidrattır. Kaslara çalışmaları için gereken karbonhidrat desteğini vermelisiniz. Ne kadar karbonhidrat alacağınız, yaş, kilo, metabolizma hızınıza bağlı olarak değişir. İkinici olarak, kas yapımında kullanılan madde aminoasittir. Aminoasitler proteinlerin yapı taşıdır. Kas yapımını hızlandırmak için kişinin vücut ağırlığının her kilogramı başına 1,5 - 2 gram kadar protein almalısınız.

Bel ve eklem sisteminin korunması


Yazdır E-posta

Günlük hayatımızda işlerimizi kolaylaştıran teknik gelişmeler, vücudumuzu daha az kullanır hale getirmektedir. Bunun sonucunda da kas, kemik, dolaşım sistemlerimizde hassasiyetler meydana gelmektedir. Vücutlarımız, kemik yapılarının kas ve tendonlarla desteklenmesi sonucunda hareket kabiliyetini kazanmaktadır. Hareketi sağlayan kasların kullanılmaması sonucunda, kas kitlesinde güçsüzlükler meydana gelmekte ve bu da kemik ve eklemlerin üzerine binen yük miktarını artırmaktadır. Kullandığımız araç ve eşyaların ergonomik olarak tasarlanmamış olmasından da kaynaklanan yanlış pozisyonlar, eklemlerde rahatsızlıklar meydana getirmektedir.

Bu rahatsızlıkların başında bel rahatsızlıkları gelmektedir. Vücudumuzda bulunan omurların birbirleriyle ilişkilerini sağlayan diskler ve ligamanların sistem dışı hareketlenmeleri veya dejenerasyonu sonucunda rahatsızlık meydana çıkmaktadır. Bel rahatsızlıklarının tedavisinden çok, bel rahatsızlığının oluşmaması için gerekli kuralları bilmelisiniz.

-Bir eşyayı alırken, eşyaya doğru yaklaşıp, bedeninize doğru çekerek kaldırınız.

-Çok ağır yükleri kaldırmayı denemeyiniz.

-Bir cismi kaldırırken, belinizden eğilerek değil çömelerek kaldırınız.

-Ağır bir eşyayı veya çantayı yanlardan ve arkadan değil, vücudunuzun önünden kaldırınız.

-Çocukların okula giderken taşıdıkları çantaların ağır olmamasına dikkat ediniz.

-Kullanılan eşyaların ergonomik açıdan uygun olmasına dikkat ediniz.

-Bel, sırt ve karın kaslarınızı kuvvetlendirmelisiniz.

-Yatağınızın ortopedik olmasına dikkat ediniz.

-Kilolu iseniz, vücudunuzdaki fazla yağı yakmak için egzersiz ve doğru beslenme uygulamalısınız.

-Yüksek topuklu ve topuksuz ayakkabı giymeyiniz.

-Yan veya sırtüstü pozisyonda uyumaya çalışmalı ve dizlerinizi bükmeyi denemelisiniz.

-Yüksek sandalyelerde oturuyor iseniz, ayağınızın altına bir cisim koyarak belinizin rahatlığını ortadan kaldırmayınız.

-Ayakkabınızı, ayağınızı yüksek bir yere koyarak veya çömelerek bağlamayı deneyiniz.

-Belinizde bir ağrı olursa, dizlerinizi bükerek sert bir zemine yatınız. Böylece rahatladığınızı hissedeceksiniz.

-Eğer belinizdeki ağrı devam ediyorsa, zaman geçirmeden hemen uzman bir doktora başvurunuz.

Selülit ve Bölgesel Zayıflama

Sellülit ve bölgesel yağ fazlalıkları vücut güzellik ve estetiğini tehdit eden en inatçı sorunlardan biri. Portakal kabuğu görüntüsünden kurtulmak herhangi bir emek harcamadan hiç de kolay olmuyor. Belki kötü bir rüya ve inanılmak istenmeyen bir gerçek, ama kaçınılmaz.

Sellülit ve bölgesel yağ fazlalıkları vücut güzellik ve estetiğini tehdit eden en inatçı sorunlardan biri. Portakal kabuğu görüntüsünden kurtulmak herhangi bir emek harcamadan hiç de kolay olmuyor. Belki kötü bir rüya ve inanılmak istenmeyen bir gerçek, ama kaçınılmaz.

Neredeyse kadınların % 80’inde görülen bu sorunla yıllar öncesine kadar başa çıkmanın pek başarılı yolları yoktu. Bugün ise tıbbi yöntemlerden, özel tedavi edici cihazlara kadar pek çok alternatif bize duru, pürüzsüz ve sellitlerden yoksun vücutlar vaat ediyor.

Sellülit nedir? Estetik mi,sağlık sorunu mu?
Sellülit aslında hidrolipodistrofi olarak tanımladığımız, cilt altı yağ dokusu ve küçük mikro damarları ilgilendiren bir nevi sağlık sorunu. Bu problem kendisini portakal kabuğuna benzeyen inişli, çıkışı düzensiz bir görüntü şeklinde gösteriyor ve sellülitli bölgelerde elastikiyet ve sıkılık kaybı görülüyor. Özellikle kalça,basen,karın ve baldırlarda görülen bu problem yağ depolanmasının fazla olduğu bölgelerde daha çok oluşabiliyor. Bir tek kilo sorunu ve şişman olan hanımlarda değil, bir çok zayıf kadında da aynı soruna rastlamak mümkün. Tabi ki kadınlardaki hormonlar sellülitlere en sık zemin oluşturan nedenlerden biri. Onun için sellülit problemine erkeklerde çok sık rastlamak mümkün değil.

Sellülit ve bölgesel yağlanmaya yatkınlık yaratan etkenler nelerdir?
Bu etkenler arasında kadının doğal cilt yapısı, özellikle kadınlardaki hormonal düzen ve değişimlerin görüldüğü ergenlik, gebelik, menapoz gibi 3 önemli hormonal değişikliğin yaşandığı dönemler. Ağır, aşırı kalorili besinlerle düzensiz ve yanlış beslenme, vücutta toksit etkiler oluşturan alkol, çay, kahve ve tütünün aşırı miktarda tüketimi, hareketsiz bir yaşam, stres, gerginlik, tuz ve su dengesinde değişikliklere neden olan idrar söktürücü ve mushillerin gelişi güzel kullanımı, düzensiz uyku, kabızlık, karaciğer ve sindirim bozuklukları, metabolik hastalıklar.

Selülit tanısı nasıl konulur?
Sellülit tedavisinde erken teşhis önemli. Aynı zamanda sellülite yol açan faktörleri ortadan kaldırmak da önemli. Böylelikle sellülite neden olan faktörler ortadan kaldırıldığında daha erken ve başarılı sonuçlar alınabilir. Sellülite zemin oluşturan yanlış nedenlerin ortadan kaldırılması ve yanlış alışkanlıkların yerine sağlıklı beslenme, doğru alışkanlıkların getirilmesinde bu sorunların çözülmesinde çok önemli rol oynar. Sellülit tanısı çıplak göz ve el ile muayene ile konulabildiği gibi kontakt termografi dediğimiz yöntemlerle de olabiliyor. Bu yöntem doku sıcaklık farklılıklarını belirleme esasına dayanıyor ve likil kristal içeren plaklar arcılığıyla sellülitli bölgenin genel haritası çıkarılıyor. Böylelikle erken tanı konularak kısa sürelerde önlem alınabiliyor.

Özellikle bölgesel yağlanma ve sellülit sorunu olan kişilerde uyguladığınız tıbbi yöntemler hangileridir?
Sellülit ve bölgesel zayıflamada en çok tercih ettiğimiz tıbbi yöntemler, mezoterapi, karboksiterapi, lipolizis ve kas çalıştırma sistemleridir. Mezotherapy’nin 25 senelik geçmişi, karboksi ve lıpolızis yöntemlerinin ise yaklaşık 5 senelik geçmişleri mevcut. Dünyanın bir çok ülkesinde başarı ile uygulanan bu yöntemler bu konuda eğitimi olan uzman hekimlerce yapılmalı. Başarılı ve doğru uygulamalarda sellülit ve bölgesel yağlanma sorunlarında oldukça azalma ve ya tamamiyle giderme mümkündür.

Son dönemlerde lipolizis denilen yöntemi sık duymuş olduk?
Lipolizis yönteminin amacı vücutta istenmeyen ufak yağ birikintilerini ve topluluklarını ortadan kaldırmak. Aşırı kilo ve şişmanlık sorunu olan kişilerde başarılı sonuç alabilmek için bu yöntem ile birlikte diyet ve egzersiz yapmaları şart.

Hangi bölgelerde ve nasıl uygulanır?
Özellikle kalça, bel bölgesi, sırttaki yağ birikintileri, göbek, karın ön duvarı,diz iç kısımları ve kolda uygulanabilir.
Bu yöntemde çok ince uçlu iğne ile lokal yağlanma olan bölgelere soya fasulyesinden elde edilen fosfolipid maddesi direkt yağ dokuların içine enjekte ediliyor. Soya fasulyesindeki lesitin temel madde yağ bokların yıkılmasında ve çözülmesinde en çok kullanılan ilaçlardan biri. Seans sayısı kişinin probleminin yoğunluğuna göre değişir ve ortalama 2-3 ay sonra bölgesel yağlanmalarda oldukça başarılı sonuçlar alınır. Bugün Amerika ve Avrupada’ki bir çok ülkede uygulanan bu yöntem liposuctionın tahtını sarsacak gibi görünüyor ve hollywoodaki bir çok yıldız tarafından terci ediliyor.

Çok kilolu kişilerde bir tek bu yöntem ile zayıflamak mümkün mü?
Hayır,bu yöntem özellikle bölgesel yağ fazlalıklarında uygulanan bir yöntem,genel vücütta kilo problemi söz konusu olduğunda ise diyet ve egzersiz yapmak şart.

Son zamanlarda özellikle medya ve basında sık rastladığımız karboksiterapi yöntemi hakkında bilgi verir misiniz?
Karboksiterapi metodlu ve kontrollü parametrelerle Co2 gazının deri altına pompalanması ile gerçekleşen bir tedavidir. Co2 gazı ilk olarak Fransada,Royat terminallerinde 1925 yılından beri kullanılmakla birlikte,o tarihten bu yana estetikten tıbbi alanlara kadar birçok alanda uygulanmaktadır.

Karboksiterapinin estetik kullanım alanları nelerdir?
En sık estetik kullanım alanları sellülit,bölgesel yağ doku fazlalıkları,liposuction’dan önce ve sonra,deride kan dolaşımının artması nedeni ile derinin daha çok beslendiği Antiaging bakımlar, yara izi,çatlak bakımlarında.
Bu yöntemde çok ince uçlu iğne ile problemli vücut bölgelerine belirli dozlarda periyodik bir şekilde Co2 gazı enjekte ediliyor,enjekte edilen Co2 gazı sayesinde vücutta oksijenizasyon artışı ve dolayısıyla lipoliz olayı artıyor.Bunun sonucunda damarlarda genişleme,bölgeye giden kan akışında hızlanma,kolllogen,elastin sentezinde hızlanma meydana geliyor.Dolayısıyla bölgede görülen zayıflama ile birlikte genel cilt kalitesinde iyileşme ve elastikiyet artışı gibi durumlar saptanıyor.

Karboksiterapi ile birlikte hangi uygulamalar yapılabilir?
Karboksiterapi ile birlikte bölgede yağ yıkımını artıran mezoterapi ve lipolizis yöntemleri kombine bir şekilde uygulanabilir.

Mezoterapi nedir?
Mezoterapi günümüzde estetik alanında sellülit ve bölgesel zayıflamada en sık kullanılan yöntem sayılır. 1987 tarihinden beri Fransız Tıp akademisi tarafından alternatif tıp tedavileri arasında önemli bir yer alan bu yöntem Fransada yaklaşık 15 in hekim tarafından uygulanmaktadır.
Mezoterapinin kelime anlamı;orta deriye ince uçlu (4-6mm)iğne ile belli açılarla ilacı enjekte ederek bölgeye tedavi sağlamaktır.Enjekte edilen ilaçlar yağ bloklarını yıkımını ve kan dolaşımının artışını sağlayarak düzenli bir şekilde tedaviye devam eden kişilerde sellülit,dalgalanmalar ve bölgesel yağ fazlalık oldukça başarılı sonuçlar sağlar.Seans sayısı kişinin probleminin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte minumum 6 seans genelde 8-10 seans şeklinde olur

Mezoterapi estetikten başka hangi alanlarda kullanılır?
Saç dökülme ve canlandırma, yüz gençleştirme ve elastikiyet kayıplarında, alerjik hastalıklarda ,kas ve eklem ağrıları ve daha bir çok tıbbi endikasyon.

Mezotherapy uygulama ne kadar sürer, ağrı yapar mı?
Yöntemin en büyük avantajları arasında seansların kısa sürmesi,iğneler ince uçlu olduğundan çok fazla bir ağrı,acı yapmaması,doğru kişilerce uygulandığında herhangi bir yan etki içermemesi,lokal veya genel anestezi alımına gerek olmamasıdır.Bazen uygulama sonrasında birkaç yerde küçük morluklar gelişebilir.ortalama 5-7günde geçer.

Sellülit oluşmaması için nasıl beslenmeli?
Sellülit oluşumunda en önemli nedenlerden biriside dengesiz ve yanlış beslenmedir. Doğru ve düzenli beslenmeyle,sellülit ve bölgesel yağlanmalar engelleneceği gibi var olan sellülit sorunu da azaltılabilir,Bu konuda en çok kabul edilen tezler ise hareketli,doğal ve sağlıklı beslenme ve toksik madde atıcı sistemlerin günlük hayatımızda var olmasıdır.Dolayısıyla uzman hekim kontrolunde yapılan periyodik kontroller vücutakı hormonal ya da genetik bozukluklar ve dolaşım bozukluğu durumların tesbit edilmesinde oldukça yararlı yöntemlerdir.Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden bu tip sorunların önüne geçilmeli.Sellüliten korunmanın en iyi yolları doğal ve sağlıklı ürünlerle beslenmek ve antioksidan ve A,C,E vitaminler açısından zengin bir besleneme tarzı seçmek,tuz,alkol,şeker ,sigara,tütün,alkol,kızartmalardan uzak durarak sellülit ile mücadelenin daha başarılı haleeldiğini söyleyen Dr.ECZACIBAŞI haftada 4-5 gün 30-45 dakikalık tempolu yürüyüş ve günde en az 2 lt saf su içmeninde sellülit tedavisinde önemli rol oynadığı belirtiliyor.

BESLENMEDE DİKKAT EDİLMESİ EREKENLER
Sellülit ve bölgesel yağlarla mucadele etmeniz için size pratik çözümler öneriyor

*Yiyeceklerinize tuz yerinde baharat,limon ve aromatiklerle tatlandırmaya bakın.
*koyu kahve,koyu çay,gazlı içecek ve kola tüketimine kesin.
*birleşiminde lif oranı yüksek beslenme tarzını seçerek toksik madde atılımını kolaylaştırın.
*Mutlaka günlük içtiğiniz su miktarını artırın.
*Rezene,elma kabukları ve yeşil çayı karıştırarark hazırladığınız bu nefis bitki çayını günde en az 4 kez içmeye çalışın.
Mümkünse her gün bir demet maydanoz,bol bol kreviz,lahana ve enginar yiyin.
*tatlı ihtıyaclarınızı meyve,tatlandırıcı ile hazırlanmış meyve kompostoları ve sütlü tatlı
lardan karşılamaya çalışın.
*Şarküteri ürünlerinden,yağlı soslardan uzak durun.
Kızartmalar yerinde fırın,buğulama ve haşlama yemekleri tercih din.
*Aşırı tuz ve yağ içeren şarküteri ürünlerinden ve yağlı sos ve yemeklerden uzak durun.

Enerjinizi artormanın 23 yolu

Enerjinizi zirvede tutmak ve gün boyunca bunu korumak için yiyeceklerinize dikkat etmeli ve birkaç saatinizi kendinize ayırmalısınız. İşte enerjinizi zivrvede tutmak için 23 öneri.

1- Cardiff Üniversitesi'deki araştırmaya göre her gün 40 gr. buğday mısır vb. lifleri almalısınız. Çünkü bu tür lifler enerjiyi arttırıyor ve stresi azaltıyor.

2- Sabahları duş alırken bir soğuk, bir sıcak duş alın. Önce ılık bir suyun altında durun. Ardından suyun sıcaklığıyla oynayın. Ancak başınızı suyun altına sokmamaya dikkat edin. 5 - 6 dakika bunu tekrarlarsanız, çıktığınızda kendinizi daha rahatlamış hissedeceksiniz.

3- Yapılan araştırmalara göre her dört kadından birinde demir seviyesinin düşük olduğu belirlenmiş. Bu da yorgunluk ve halsizlik yaratır. Bu yüzden daha fazla demir içeren yeşil sebze, kurutulmuş meyve ve tahıl gevreklerinden bolca tüketmelisiniz.

4- Daha bol balık, tavuk, peynir, fasulye ve yumurta yemelisiniz... Çünkü vücut için gerekli Omega 3 bu besinlerde bulunuyor. Balık tüketmek aynı zamanda vücudun seratonin salgılamasını sağlıyor. Bu hormon da beyindeki mutluluk merkezini aktif hale geçiriyor.

5- Günde 2 ya da 3 litre su içmelisiniz... Harvard Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre bu oranlarda su içmek dayanıklılığı arttırıyor, stresin azalmasına yardımcı oluyor. Ancak aklınızda bulunsun; fazlası da zararlı...

6- Dik durun. Kambur durmak kasların hızlı çalışarak, yorulmasına sebep olur. Nefes almanızı zorlaştırır. Dik konumdayken daha rahat nefes alınır, oksijen akciğerlere dolar ve böylece kanın daha rahat dolaşması sağlanır...

7- Yapılan araştırmalara göre en sevdiğiniz müzikleri dinlemek stresi hafifletiyor ve yorgunlukla daha rahat savaşmanızı sağlıyor. Bu yüzden hemen bir ipod edinin ve yürürken, çalışırken, iş yaparken müzik dinlemeyi ihmal etmeyin...

8- Dışarı çıkın. Sabah kalkınca yapacağınız ilk işiniz dışarı çıkmak olsun. Amerikalı bilimadamları doğal ışığın beyni harekete geçirdiğini ve seratonin salgılamasına yardımcı olduğunu söylüyor. Bu da mutluluğunuzu arttıracaktır.

9- Mutlaka gün içerisinde şekerleme yapın... Amerika'daki beyin sağlığı araştırmacılarına göre, 30 dakikalık kısa bir uyku bile insanların performansını olumlu yönde etkiliyor. Çalışırken kısa da olsa gözlerinizi kapatıp biraz dinlenin...

10- Vücudunuzun asit oranını dengelemeniz gerekir. Gereğinden fazla şekerli yiyecekler ve peynir aside sebep olur ve enerjiyi emer. Bu yüzden sebze ve meyve salatalarını bolca tüketin.

11- Doktorlar hayatınızdaki iyi şeyleri hatırlamanız için sizi mutlu eden şeyleri bir deftere yazmanızı öneriyor. Bunları okudukça, sizi neyin mutlu ettiğini daha iyi bulabilirsiniz...

12- Düzenli yemek yiyin. Yemekler arasındaki uzun aralıklar şekerin düşmesine, dolayısıyla enerjinizin azalmasına neden olur. Günde üç kez mutlaka yemek yiyin. Gün içerisinde muz, fındık, yoğurt yemek ideal...

13- Kaslarınızı hissederek enerji sağlayın. Mesela iki elinizi göğüs hizasında birleştirin ve birbirine doğru itin. Ardından başınızın üstüne kaldırın ve bunu 5-10 defa tekrarlayın.

14- Güne iyi bir kahvaltıyla başlayın. Süt, 150 gr. yoğurt, 1 muz, tereyağ, bal, fındık ve cevizi karıştırıp yiyebilirsiniz. Bu karışım güne zinde başlamak isteyenler için ideal bir karışım.

15- Nefes alıp vermenin önemini mutlaka kavrayın. Derin nefes alıp vermek, nefes yolunuzu açacak ve daha çok enerji almanızı sağlayacaktır. Her saat üç ya da dört kez derin nefes alıp verin...

16- Cep telefonunuzu kapatın... Bırakın günün birkaç saati kimse size ulaşamasın. Gerekli olduğunda iş ve aileniz için kullanın...

17- Düzenli olun. Dağınıklık sizi strese sokacaktır. Gereksiz yere panik yaparsanız, bu stresle işleriniz yolunda gitmeyecektir. Bu kaosu yaşayıp stresinizi arttırmayın...

18- Adımlarınızı arttırın. Daha fazla yürüyüş yapın, bol bol merdiven çıkın. Olabildiğince hareketli olmaya özen gösterirseniz, kanın hızlı hareket etmesini, kaslara ve organlara giden oksijenin artmasını sağlarsınız. Bu da sizi rahatlatacaktır.

19- Magnezyum almaya dikkat edin. Sebzelerde, fındıkta ve tahıllı ekmeklerde bulunan bu vitamin size zindelik kazandıracaktır.

20- Yiyeceklerdeki enerjinin hızlı emilimini sağlayan Co-enzimQ10, vücudun ürettiği antioksidandır. Bu enzimin oluşmasını sağlayan yiyecekler de brokoli, kahverengi şeker, kepekli ürünler, soya ve fındıktır.

21- Çok kafein ve alkol uykuyu engeller ve enerji veren B vitaminini emer. Haftada birkaç kez 1 ya da 2 kadeh şarabı geçmemeye, çay ve kahve tüketimini de en aza indirmeye özen gösterin.

22- Bilgisayarla çalışırken mutlaka aralar verin. Japon araştırmacılar, bilgisayar önünde çok oturan insanlarda endişeli olma halinin arttığını, gözlerde problem yaşandığını ve beden ağrılarının çoğaldığını söylüyor.

23- Ve son olarak beyinsel anlamda rahatlamak ve yenilenmek için kendinize 20 dakika ayırın ve şunları yapmaya çalışın...

Ilık, sessiz bir yerde oturun ya da uzanın. Üzerinizde rahat kıyafetleriniz olsun ve gözlerinizi kapatın. n Nefes alışverişinize odaklanın ve nefesinizin rahat olmasını sağlayın. n Kendinizi nehir kenarında, yeşil çimenlerin üzerinde düşünün. Güneş parlıyor, kuşlar cıvıldıyor ve siz suyun akışını duyuyorsunuz. n Suyun içinde ayağa kalkıyor, yüzünüzü güneşe dönüyorsunuz. Güneşin sizi enerjiyle doldurduğunu hissediyorsunuz. Derin bir nefes alıp, bu enerjinin içinize işlemesini sağlıyorsunuz. n Vücudunuzun ve düşüncelerinizin pozitife dönüştüğünü hissettiğinizde yavaşça gözlerinizi açıyorsunuz...